Farklı zamanlarda yazdığım ilk bakışta tezat gibi görünen kavramların aslında bir bütünün parçası olduğunu anlatan iki kısa notu burada paylaşıyorum.
İran zeminde Cemşid ile mey içen de Lykia'da Dionysos ile üzümden şarap yapan da, Sümer de Tammuz ile arpanın suyundan mest olan da Altaylarda bir çamçak kımız içip Gök'te Tengri olan da bendendir. Nesimi'yle ene'l hak diyen de bendim. Nietzsche'ye tanrı öldü insandır yeni ilah dedirten de benim...
La mevcude illa ene:))
Lafz-ı bişnevde var olduk. İşittik ve dünyayı idrak ettik. Ayin-i cemde ratl-ı giran asuman gibi döndükçe bahtımızı okuduk mey nuş ederken önümüze gelen beyitten...
Hem Phoibos Apollon ile avcı olup hem ürkek Daphne ile av olduk. Nergis gibi kapıldık ayinedeki aksimize. Ayine-i pür tab-ı mücelleda nihan olduk.
Şerh:
Dionysos ve Cemşid Şarap ve eğlencenin İran'daki ve antik Yunan'daki iki yansıması
Nergiz efsanesi Narcissus'a aşık olan ancak aşkına karşılık bulamayan Echo'nun dileğinin kabul edilerek Narcissus'un kendi aksine aşık olmasıdır. "Ayine-i mücellada nihan olmak" Edirne Mevlevihanesi Şeyhi Neşati'nin Nihanız redifli gazelinde geçen kişinin kendi benliğini silmesi motifidir.
Ratl-ı giran eski dönemde şarap içerken kullanılan kadehtir. Saki her konuğa kadehi döndürerek uzatır ve herkes farklı yerden içmiş olur. Bazı kaselerde içkinin erdemini anlatan beyitler olurmuş. İçmeden önce kase üzerindeki kendi karşısına gelen beyti okurmuş konuklar. Asuman divan şiirinde gökyüzü yerine kullanılan bir motif. Kase de gökyüzü gibi dönüyor.
Apollon ve Dionysos'un hayatın iki farklı tarafını sembolize ettiği düşünülür. Bir taraf mantık bir taraf coşkudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder