16.08.2015
Seyir defteri 2’de önceki akşam ihvan ile meclis-i Hüseyin
Baykara’yı toplayıp evvel giden ahbabı yâd ettikten sonra bir arkadaşın
misafiri olduğumu ve sabah arkadaş uyandıktan sonra gezmek için dışarı
çıktığımı söylemiştim.
Misafir olduğum ev Üsküdar Sultantepe’deydi. Çengelköy’e
kadar yürüyüş yapıp Çınaraltı’nda kahvaltı yapma düşüncesiyle yola revan oldum.
GPS üzerinden ne kadar yürüyüş yaptığımı ölçmek için Runtastic uygulamasını
çalıştırdım, kulaklıkları taktım ve yürümeye başladım. Kuzguncuk’a geldiğim
zaman bunca aydır derdimi dinleyip kahrımı çeken ehl-i hak dostun bir iş için
Üsküdar’a geleceğini öğrendim. Bir çay içme fırsatı olduğunu öğrenince yürüyüşe
sonra devam ederim diyerek Üsküdar’a geri döndüm.
İnanç dünyası olarak o kadar farklı olsak da ne zaman
dertlensem derdimi dinleyen dost ile çay içip sohbet etmek gecenin yorgunluğunu
atmama yardımcı oldu. Sohbetin temel konusu dinciyle dindar arasındaki fark ve benim
kısmetsizliklerimdi. Akşam memlekete gideceği için dostun zamanı sınırlı
olduğundan fazla oturamadık. Yarım kalan yürüyüşe devam etmek için Üsküdar’dan
yola çıktım. Hazır o tarafa gelmişken ablamı da arayıp onu da evden çıkmaya
ikna ettim ve Anadolu Hisarı’nda buluşmak üzere sözleştik.
Bu arada ufak bir detay, müezzinlerin çoğu ve diyanet ezan sesi yüksekliği ile dindarlık arasında bir korelasyon olduğunu düşünüyor. Çoğu camide ezan 100 desibelin üzerinde okunuyor. Bir korelasyon varsa bile münafıklık ve riya ile ezan sesi yüksekliği arasında bir bağlantı olduğunu düşünüyorum.
Bu arada ufak bir detay, müezzinlerin çoğu ve diyanet ezan sesi yüksekliği ile dindarlık arasında bir korelasyon olduğunu düşünüyor. Çoğu camide ezan 100 desibelin üzerinde okunuyor. Bir korelasyon varsa bile münafıklık ve riya ile ezan sesi yüksekliği arasında bir bağlantı olduğunu düşünüyorum.
Gidelim Göksu’ya bir alem-i ab edelim şarkısı eşliğinde
Anadolu Hisarı’na doğru yola çıktım. Eski zamanlarda İstanbul’un en gözde
mesire yerlerinden bir tanesi olan Göksu deresi çarpık yapılaşmanın etkisiyle
eski güzelliğini kaybetmiş olsa da yine de çok güzeldi. Ablamın gelmesini
beklerken Anadolu Hisarı sokaklarında foto safariye çıktım. Sonrasında Küçüksu
Kasrı’nın yanındaki kafeye oturup sosyal medyada biraz vakit geçirdim. İskeleden
motorlar Emirgan’a geçmeye ve Emirgan’dan Yeniköy’e kadar gezmeye karar verdik.
To be continued...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder