29 Nisan 2015 Çarşamba

Mahur Beste'nin izinde

Tanpınar'ın başyapıtı olan Huzur romanında Neşati'nin Gittin emma ki diye başlayan gazelinin güfteyi oluşturduğu farazi bir mahur beste bütün karakterlerin hayatını şekillendiriyordu.

Eyyubi Bekir Ağa'ya ithaf edilen romanda bahsedilen gerçek mahur besteyi defalarca dinledim. Acaba Edirne Şeyhi Neşatî'nin gazeli bestelenseydi nasıl bir iç yakıcı beste çıkardı. Bir geçmiş zaman ayinesinin önünde öpüşen Mümtaz ile Nuran'ın kaderini yaşıyorum.

GAZEL
Gittin ammâ ki kodun hasret ile cânı bile
İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı bile

Devr-i meclis bana gird-âb-ı belâdır sensiz
Mey-i zehr-âb-ı sitem sâgar-ı gerdânı bile

Bâğa sensiz bakamam çeşmime âteş görünür
Gül-i handânı değil serv-i hırâmânı bile

Sîneden derd ile bir âh edeyin kim dönsün
Aksine çerh-i felek mihr-i dırâhşânı bile

Hâr-ı firkatle Neşâtî-i hazînin vâ hayf
Dâmen-i ülfeti çâk oldu girîbânı bile

 (Neşâtî)


Nihanız redifli gazelin şarhini de göz kirası olarak buraya bırakıyorum. Bir geçmiş zaman ayinesinden ilhamla Neşati'nin bu gazeli de aklıma geldi.

http://www.turkishstudies.net/sayilar/sayi6/sayi6pdf/21.pdf/21.pdf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder