28 Nisan 2015 Salı

Kandilli yüzerken uykularda

Uzun bir aradan sonra yeniden Türk Musikisi dinlemeye başladım. Ruh dünyamı aydınlatan bazı şarkıları daha sık dinliyorum. 

Münir Nurettin Selçuk'un bestelediği Kandilli yüzerken uykularda diye başlayan Yahya Kemal'in Gece şiiri bu şarkıların en başında geliyor. 

GECE
Kandilli yüzerken uykularda
Mehtâbı sürükledik sularda...
Bir yoldu parıldayan, gümüşten,
Gittik...Bahs açmadık dönüşten.
Durgun suda dinlenen yamaçlar...
Hulyâ tepeler, hayâl ağaçlar... Mevsim sonu öyle bir zaman ki Gaaip bir mûsıkîydi sanki. Gitmiş kaybolmuşuz uzakta,
Rü'yâ sona ermeden şafakta...
Yahya Kemal BEYATLI
Şubat ayında çöl kumlarının İstanbul semalarını kapladığı bir günde Kandilli'den Çubuklu'ya kadar yürürken kulağımda sürekli bu şarkı yankılanıyordu. O yürüyüş öncesinde bu şarkıyla Kandilli sanki beni çağırıyordu. Ne beklediğimi bilmiyordum ama Kandilli'de umduğum teselliyi bulamamış ve rüyadan arta kalma kalma hissini üzerimden atamamıştım. O günden sonra İstanbul'un çeşitli yerlerini ara sokaklarını tek başıma gezmeye başladım.






Bu şarkının 3 farklı icrasını daha çok dinliyorum. Münir Nurettin icrası ki en klasik icrasıdır. Görkemli girişiyle bir rüyadan arta kalma hissini çok güzel bir şekilde veriyor. 


Emel Sayın'ın senfoni orkestrası eşliğinde söylediği versiyonunda ise bir imparatorluktan geriye kalma hissini duyuyorum.



Melihat Gülses'in icrası ise tatlı bir rüyadan birden bire uyanmışlık hissini yansıtıyor. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder