29 Mayıs 2016 Pazar

Yollarda (Anadolu Feneri-Poyrazköy)

Dün en son Riva yolundaydık diye yazmıştım. Riva merkeze girip arabadan inmeden hızlıca bir tur attıktan sonra kendimizi Anadolu Feneri yoluna vurduk. Küçük sevimli köylerin arasından geçerek her iki tarafı da ağaçlı yollardan Anadolu Feneri'ne ulaştık. Anadolu Feneri'ne yaklaşırken katır tırnakları sarı sarı çok güzel gözüküyordu. Uygun bir yerde sağa çekip biraz çiçek topladık. Çiçeklerin sapı sert olduğu için hatun komando bıçağını alıp çiçekleri keserken bol bol makara yaptık. İlk fotoğrafta arabamızın bagajı gözüküyor. Kitaplarımız, portatif sandalyelerimiz, tripod ve yedek sularımiz her yolculukta bize eşlik ediyor. Anadolu Fenerine geldiğimizde fenerin kapanış saatine yetişemediğimizi gördük biraz üzüldük. Caminin yanından denizi seyrettik. Sonra salaş bir yerde çay kahve içtik. Güzelliğin tadını çıkartıp Poyrazköy'e doğru yola çıktık. Poyrazköy'deki ufak kale bizim için çok güzel bir sürpriz oldu. Havanın haftaiçi yağmurlu olması ve cumartesi de yağmur beklenmesi yüzunden mangalcılar piyasada yoktu. Şirket arabasını alıp semaverde çay içen bir grubun yanından geçerken adamlarin yanlarında nargile taşıdığını görüp tebessüm ettim. Kalenin içinde biraz fotoğraf çekip evimize dönmek için yola çıktık. Sevgiliyle her yolculuğun ayrı bir tadı vardı. Hatun da kendi blogunda yazmış yol hallerimizi
Bu arada 3. Köprü bağlantı yolları için ormanların katledilişini görmek çok üzücüydü. Kuzey ormanları İstanbul'un su ve oksijen kaynağı olmasına rağmen hunharca katlediliyor. Yakında otoyolun çevresinde yeni villa siteleri kurulmasından korkuyorum. #direnGezi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder