Dün akşam sevgiliyle rakı içerken Münir Nurettin besteleri bize eşlik ediyordu. Kadehimizi Aşiyan'da uyuyan ervaha kaldırdık. Yahya Kemal'in İstinye şiiri Münir Nurettin Selçuk tarafından bestelenmişti. Bu akşam İstanbul'dan yüzlerce kilometre uzakta olsak da sevgiliyle bu şarkıyı dinliyoruz. Gönlümüz, kalbimiz İstanbul'da...
İstinye İstinye körfezinde bu akşam garipliği Bir mihnetin sonunda teselli kadar iyi. Hulya, serinleşen köyü,her an morartıyor; Sessiz gelen saat -başı sürdükçe artıyor. Durgunlaşıp bir ayna kadar parlıyan suda, Dünya güzel göründü resimleşmiş uykuda. Binlerce lale serpili yüzlerce bahçeden Beş yüz yılın kadehleridir şimdi yükselen. Eşsiz Boğaz!Şerefli hayalin derindedir! Senden kalan o levhada her şey yerindedir. Yahya Kemal Beyatlı İstinye eskiden boğazdaki mehtab sefalarında sandalların uğradığı koylardan bir tanesiymiş. Abdülhak Şinasi Hisar Boğaziçi Mehtapları adlı muhteşem eserinde son demlerine yetiştiği mehtab sefalarını bizlere aktarıyor. Saz ve söz ile ayın ondördünün Boğaz'daki yansımasına eşlik eden şanslı hemşerilerimizin yerinde olmak isterdim. Sandallar İstinye Körfezine geldiği zaman şarkılar ve gazeller susar tepedeki korularda yaşayan bülbüller ötermiş. Koruların az da olsa izleri olsa da İstinye Körfezi önce tersane yapılmasıyla sonra da İspark'ın tekne parkıyla eski günlerinden çok uzakta...
Sevgiliyle sürekli olarak İstanbul'un ve Boğaziçi'nin bozulmadığı dönemlerde yaşamak istediğimizi söylüyoruz. Huzur'da Mümtaz ve Nuran'ın gezdiği yollarda dolaşırken İstanbul'un ne kadar değiştiğini düşünüp bazen hayıflanıyoruz.
Kandilli'den Çengelköy'e yürürken yalıların arasındaki ufak bir boşluktan denizi görünce kıyıya kadar inelim demiştik. Vanî Mehmet Efendi Camii'nin sunduğu ufak bir açıklıktan boğaza kavuştuk. Yalılar güzel olsa da sahile inmemizi engelledikleri ve duvarlarıyla denizi örttükleri için denizi özlemiştim. Mustafa Cambaz'ın objektifinden bir foto paylaşmak istiyorum.
Mustafa Cambaz'ın web sitesinin linki de burada...
Ey muhterem kari, blogun adı eski zamanlar iken yeni zamanlar başlıklı yazı mı olur diyeceksin. ben de geçmişin üzüntüleri geride kalırken şimdiki zamanların ve geleceğin ümit, mutluluk ve vuslat ile dopdolu olduğunu görüyorum.
Nedim'in beytiyle sevgilinin gelişini bayram olarak kutlamalı. Artık gönül ülkesine bahar vaktidir. 'Iyd oldu rûze-i gama iftâr vaktidir. Devr-i piyâle geşt-i çemen-zâr vaktidir Kışın en karanlık günlerinde gönlümü ve ruhumu aydınlatan sevgilinin hane-i viranıma teşrifiyle artık bahar geldi. Sabite Tur Gülerman erişti nevbahar eyyamı desin. Gönlümüz sevgilinin sunduğu peymaneyle mest olsun.